9 Mayıs 2019 Perşembe

Rahip Brunson Krizi Ne İlk Ne son



Başta Amerikalı misyonerler olmak üzere Katolik ve Protestan misyonerler Osmanlı coğrafyasında yaşayan Ermeniler ve diğer Hristiyan gruplar ile yakından ilgilenme ihtiyacı duymuşlardır. Mesela İstanbul Ermeni patrikhanesi 12 Nisan 1897 tarihinde Bitlis Ermeni murahhasahanesine teslim edilmek ve Bitlis’te yaşayan fakir Hristiyanlara dağıtılmak üzere Amerikalı misyonerlere çeşitli elbiseler göndermişlerdir[1]. Bu elbiselerin bir kısmı Amerikan misyonerleri tarafından özellikle Bitlis Taş ve Hersan Mahallesi ile Gölyanı ve Ahlat kazası yetimlerinden olup İzmir Alman yetimhanesinde yaşayan Protestan Ermenilere dağıtılmak üzere İzmir’e gönderilmiştir[2]. Mesela bu ilginin bir tezahürü olarak İngiltere’nin Bitlis viskonsolu 1903 yılı içerisinde Bitlis’te bulunan Ermeni manastırına defaatle gelerek buradaki çocuklara verilmek üzere 15 lira yardımda bulunmuştur[3]. Benzer şekilde 19 Eylül 1904 tarihinde Muş’a giden Amerikan konsolosu buradan Diyarbakır’a geçmiş buradan da Bitlis Amerikan mektebi muallimi Kolber ile tekrar Bitlis’e dönmüştür[4].

Osmanlı yönetimi Amerikalı misyonerlerden rahatsızlığını çoğu zaman dile getirmiştir. Bunlardan bir kısmı da sınır dışı edilmişlerdir. Bitlis’te misyoner olarak görev yapan Knapp ailesi fertlerinden[5] George Perkins Knapp tehcir edilmeden önce Ağustos 1915 tarihinde sorgu sırasında öldüğü iddiası ile Amerika ile Osmanlı yönetimi arasında sorun olmuştur. Knapp Diyarbakır’a götürülürken bölgede yaygın olana salgın hastalık sonuzu ölmüştür. Fakat Amerikan yönetimi Osmanlı yönetimine 15 Eylül 1915 tarihinde sözlü nota vererek Osmanlı yönetimini bu ölümden sorumlu tutmuştur. Daha sonraki yazışmalardan da anlıyoruz ki Amerikalılarca Knapp’ın ölümü salgın hastalık sonucu değil, jandarmaların işkencesi veya zor şartlar altında seyahet ettirmeleri sonucu geçekleşmiştir. Çünkü Osmanlı yönetiminin gerekli adımları atmadığı iddiasındadır. Bunun için de bu kişilerin sorgulanması ve cezalandırılması için defaatle girişimlerde bulunmuştur. Osmanlı hükümetinin bu işin üzerine gitmediği gerekçesiyle 7 Nisan 1920 tarihinde tekrar sözlü bir nota vermiştir[6].  











[1] BOA, DH.TMIK.M.., 31/63-1, 2.
[2] BOA, DH.TMIK.M.., 40/20.
[3] BOA, DH.TMIK.M.., 148/8 (11 Ağustos 1903).
[4] BOA, Y..PRK.UM.., 71/9.
[5] Merril D. Peterson, “Starving Armenians”: America and the Armenian Genocide, 1915-1930 and after, Univesity of Virginia Press, USA, 2004, s. 21.
[6] BOA, HR.İD.., 1666/64, 65, 66, 67, 68.